Beykozlu
New member
Türk Tabipleri Birliği Merkez Kurul Üyesi Halis Yerlikaya, “Kaybettiklerimiz yalnızca sayılar değil, hepimizin sevdiği yakınları, biricik canlardır” dedi.
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’ın sorularını yanıtlayan Yerlikaya, “Endişe etmeyin’ kelamı halk sıhhatini önemseyerek bilimsel bilgiler doğrultusunda, salgınının gereklerine uygun tüm tedbirleri alan bir Sıhhat Bakanı’nın söyleyeceği kelam. Siyasal iktidarın aşı dahi önemli hiç bir kampanya yapmadığı biliniyor. Hatırlatma dozu olan nüfusu yüzde 20’nin biraz üstünde hesaplanıyor. Denetim altına alınmayan Delta varyantının üzerine Omicron varyantı ile karşı karşıyayız.” diye konuştu.
Yerlikaya, “Koronavirüs’ün grip gibisi olduğu tabir edildi. Bu karşılaştırma bilimsel ve gerçekçi bir karşılaştırma değil. Bilim konseyi da “endişeye mahal yok” mu diyor, çıksınlar televizyonlarda paylaşsınlar tasaya mahal bir durum olmadığını. Bilhassa kırılgan kümelerde, aşısız/hatırlatıcı dozu eksik, yetersiz koruyuculuk sürecine girmiş, ileri yaşta, bağışıklığı baskılanmış hastalıkları olanlar varyanttan bağımsız olarak ağır hastalık, hastaneye yatış ve mevt riskiyle yüzleşmektedir. Beklenti ve dileklerimizi gerçeklerle değiştirip rehavete yol açacak çıkarımların, telafisi sıkıntı kayıp ve kuvvetli süreçlere niye olacağı düşünülmektedir.” tabirini kullandı.
“Sağlık çalışanlarının hareketleri devam ediyor. Taleplerinin karşılanmaması halinde, sıhhat çalışanları greve gidecek, diyebilir miyiz?” sorusuna Yerlikaya şu cevabı verdi:
“Türk Tabipleri Birliği olarak ekim ayından bu yana hareket sürecindeyiz. Zira ekonomik ve özlük haklarımız her geçen yıl gasp ediliyor, çalışma şartlarımız her geçen gün kötüleşiyor, çalışma ortamlarımızda şiddet, her geçen gün can yakıcı biçimde artıyor. Pandeminin tüm yükünü çeken, en epey hastalanan biz olmamıza karşın, Covid-19 meslek hastalığı yasası çıkarılmıyor; kamuda yahut özelde tükenmişlik her geçen gün artıyor; aile tabiplerine ceza yönetmeliği getiriliyor; mezuniyet öncesi ve daha sonrası tıp eğitiminde önemli niteliksel problemler yaşanıyor. Problemlerimizi “Emek Bizim, Kelam Bizim” çaba programımız kapsamında sıhhat kurumlarında, alanlarda, kasım ayında İstanbul’dan Ankara’ya gerçekleştirdiğimiz “Beyaz Yürüyüş”te ve Ankara’da “Beyaz Forum”da açığa koyduk, taleplerimizi dillendirdik.
Bu uğraşımız daha sonrası Cumhurbaşkanı ve Sıhhat Bakanı kameraların önünde tabip gelirlerinde düzenleme yapılacağını deklare ettilar. Akabinde taleplerimizi karşılamasa, eşitsiz ve yetersiz de olsa doktorların fiyatlarında güzelleştirme getiren bir teklif bütün siyasi partilerin oylarıyla aralık ayı başında Meclis’ten geçti fakat düzenleme komiteye getirildi ve iktidar milletvekillerinin önerisi ile büsbütün geri çekildi. Yapılacak artırım bir yana, tasarının görüşülme hali ve geri çekilmesine 15 Aralık’ta bütün Türkiye’de, bütün sıhhat kurumlarında yaptığımız G(ö)REV eylemi ile reaksiyon verdik. O gün gücümüzü tüm Türkiye’de tüm sıhhat ünitelerinde gösterdik. G(Ö)REV günü bunun ihtar olduğunu ve tasarının Meclis’e bir an evvel getirilmesi gerektiğini söylemiş olduk.
Sıhhat işçilerinin özlük haklarıyla ilgili yapılacak düzenlemenin ocak ayında Meclis gündemine getirileceği belirtilmesine karşın bu hususta rastgele bir gelişme olmamış; ocak ayının sonuna gelmemize karşın hâlâ Meclis’te gündeme alınmamıştır. Emeğimiz adeta oyalama taktiği ile alay konusu olmaktadır. Buna müsaade vermeyeceğiz. Her gün gelen artırım haberleri daha sonrası daha da yoksullaşıyorken oyalamalarınıza göz yummayacağız. Biliyoruz, unutturma, vazgeçirme siyaseti uygulanmaya çalışılıyor fakat biz ki umudu bilen, direnmeyi bilen bir mesleğin mensuplarıyız, asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm sıhhat kurumlarının bahçelerini bir daha beyaza boyayacağız, doktorların gücünü, birliğini bizi duymayan kulaklara duyuracak, görmeyen gözlere bir sefer daha göstereceğiz.
Kararlılığımızı, vazgeçmeyeceğimizi, haklarımızı alana kadar hareketlerimize devam edeceğimizi herkes bilmelidir. Bugün haklarımız, kendimizin ve ülkemizin geleceği için ayaktayız. Tasarının Meclis’e getirilmesi ve taleplerimizin karşılanması için NÖBET’e başladık. başlatmış olduğumız Beyaz Nöbet aksiyonu Meclis’in açık olduğu tüm günler devam edecek. 4 Şubat’a kadar tasarının Meclis’e getirilmesi için Beyaz Nöbet’teyiz. Tasarının gelmemesi ve taleplerimizin karşılanmaması halinde 8 Şubat Salı günü G(Ö)REV’de olacağımızı şimdiden duyuruyoruz. Bilinmelidir ki özlük haklarımızın Meclis’e getirilmesi için son, tek günlük G(ö)REV’imiz olacak. Öncelikli/acil taleplerimiz başta olmak üzere tüm haklarımızı alana kadar gayretimiz ve G(ö)REV hareketlerimizi büyüterek devam edeceğiz.
Tabiplerin acil talepleri
TTB Merkez Kurul Üyesi Halis Yerlikaya, doktorların taleplerini sıralayarak bir kere daha hatırlattı:
* Kamu hastanelerinde nazaranve yeni başlayan pratisyen ve asistan doktorlar için temel fiyat (maaş+ sabit ek ödeme) yoksulluk hududunun en az iki katından, uzman doktorlar için yoksulluk hududunun en az iki buçuk katından az olmamalıdır. Sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.
* Aile doktoru maaşları en az yoksulluk sonunun iki katına yükseltilmelidir. Tüm Aile Sıhhati Merkez binaları kamu tarafınca inşa edilmeli birebir standartlarda donanımı kamu tarafınca sağlanmalıdır.
* 3 yıldan uzun mühlet vazife yapan aile tabibi ya da aile sıhhati çalışanı tüm kamu dışı ebe, tabip ve hemşireler kamu takımına alınmalıdır.
* OSGB’lerde çalışan işyeri tabiplerinin fiyatları Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği taban fiyatı üzerinden ödenmelidir.
* Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur farkı gözetilmeksizin bütün emekli tabip maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen tabipler için taban 15.000 TL, uzman tabipler için taban 18.000 TL’ye çıkarılmalıdır.
* Çalışma ortamlarımız ve şartlarımız güzelleştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün tabiplere, rastgele bir maddi kayıp olmadan (nöbet fiyatının kesilmesi vs.) nöbet sonraki müsaade hakkı tanınmalıdır.
* Covid-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma hissesi uygulanmalı, tabipler için ek gösterge 7.200 olmalıdır.
* Sıhhatte Şiddet Yasası ivedilikle TTB’nin önerdiği biçimde düzenlenmeli; cezalar tutuksuz yargılanma ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” olarak uygulamaya imkan veren sonların üzerine çıkarılmalıdır.
* Tıbbi kusurlarda kurumsal sorumluluğu görmezden gelerek doktorları ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
* Doktorları de hastaları da mağdur eden, tabiplere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sıhhatini tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak biçimde düzenlenmelidir.
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’ın sorularını yanıtlayan Yerlikaya, “Endişe etmeyin’ kelamı halk sıhhatini önemseyerek bilimsel bilgiler doğrultusunda, salgınının gereklerine uygun tüm tedbirleri alan bir Sıhhat Bakanı’nın söyleyeceği kelam. Siyasal iktidarın aşı dahi önemli hiç bir kampanya yapmadığı biliniyor. Hatırlatma dozu olan nüfusu yüzde 20’nin biraz üstünde hesaplanıyor. Denetim altına alınmayan Delta varyantının üzerine Omicron varyantı ile karşı karşıyayız.” diye konuştu.
Yerlikaya, “Koronavirüs’ün grip gibisi olduğu tabir edildi. Bu karşılaştırma bilimsel ve gerçekçi bir karşılaştırma değil. Bilim konseyi da “endişeye mahal yok” mu diyor, çıksınlar televizyonlarda paylaşsınlar tasaya mahal bir durum olmadığını. Bilhassa kırılgan kümelerde, aşısız/hatırlatıcı dozu eksik, yetersiz koruyuculuk sürecine girmiş, ileri yaşta, bağışıklığı baskılanmış hastalıkları olanlar varyanttan bağımsız olarak ağır hastalık, hastaneye yatış ve mevt riskiyle yüzleşmektedir. Beklenti ve dileklerimizi gerçeklerle değiştirip rehavete yol açacak çıkarımların, telafisi sıkıntı kayıp ve kuvvetli süreçlere niye olacağı düşünülmektedir.” tabirini kullandı.
“Sağlık çalışanlarının hareketleri devam ediyor. Taleplerinin karşılanmaması halinde, sıhhat çalışanları greve gidecek, diyebilir miyiz?” sorusuna Yerlikaya şu cevabı verdi:
“Türk Tabipleri Birliği olarak ekim ayından bu yana hareket sürecindeyiz. Zira ekonomik ve özlük haklarımız her geçen yıl gasp ediliyor, çalışma şartlarımız her geçen gün kötüleşiyor, çalışma ortamlarımızda şiddet, her geçen gün can yakıcı biçimde artıyor. Pandeminin tüm yükünü çeken, en epey hastalanan biz olmamıza karşın, Covid-19 meslek hastalığı yasası çıkarılmıyor; kamuda yahut özelde tükenmişlik her geçen gün artıyor; aile tabiplerine ceza yönetmeliği getiriliyor; mezuniyet öncesi ve daha sonrası tıp eğitiminde önemli niteliksel problemler yaşanıyor. Problemlerimizi “Emek Bizim, Kelam Bizim” çaba programımız kapsamında sıhhat kurumlarında, alanlarda, kasım ayında İstanbul’dan Ankara’ya gerçekleştirdiğimiz “Beyaz Yürüyüş”te ve Ankara’da “Beyaz Forum”da açığa koyduk, taleplerimizi dillendirdik.
Bu uğraşımız daha sonrası Cumhurbaşkanı ve Sıhhat Bakanı kameraların önünde tabip gelirlerinde düzenleme yapılacağını deklare ettilar. Akabinde taleplerimizi karşılamasa, eşitsiz ve yetersiz de olsa doktorların fiyatlarında güzelleştirme getiren bir teklif bütün siyasi partilerin oylarıyla aralık ayı başında Meclis’ten geçti fakat düzenleme komiteye getirildi ve iktidar milletvekillerinin önerisi ile büsbütün geri çekildi. Yapılacak artırım bir yana, tasarının görüşülme hali ve geri çekilmesine 15 Aralık’ta bütün Türkiye’de, bütün sıhhat kurumlarında yaptığımız G(ö)REV eylemi ile reaksiyon verdik. O gün gücümüzü tüm Türkiye’de tüm sıhhat ünitelerinde gösterdik. G(Ö)REV günü bunun ihtar olduğunu ve tasarının Meclis’e bir an evvel getirilmesi gerektiğini söylemiş olduk.
Sıhhat işçilerinin özlük haklarıyla ilgili yapılacak düzenlemenin ocak ayında Meclis gündemine getirileceği belirtilmesine karşın bu hususta rastgele bir gelişme olmamış; ocak ayının sonuna gelmemize karşın hâlâ Meclis’te gündeme alınmamıştır. Emeğimiz adeta oyalama taktiği ile alay konusu olmaktadır. Buna müsaade vermeyeceğiz. Her gün gelen artırım haberleri daha sonrası daha da yoksullaşıyorken oyalamalarınıza göz yummayacağız. Biliyoruz, unutturma, vazgeçirme siyaseti uygulanmaya çalışılıyor fakat biz ki umudu bilen, direnmeyi bilen bir mesleğin mensuplarıyız, asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm sıhhat kurumlarının bahçelerini bir daha beyaza boyayacağız, doktorların gücünü, birliğini bizi duymayan kulaklara duyuracak, görmeyen gözlere bir sefer daha göstereceğiz.
Kararlılığımızı, vazgeçmeyeceğimizi, haklarımızı alana kadar hareketlerimize devam edeceğimizi herkes bilmelidir. Bugün haklarımız, kendimizin ve ülkemizin geleceği için ayaktayız. Tasarının Meclis’e getirilmesi ve taleplerimizin karşılanması için NÖBET’e başladık. başlatmış olduğumız Beyaz Nöbet aksiyonu Meclis’in açık olduğu tüm günler devam edecek. 4 Şubat’a kadar tasarının Meclis’e getirilmesi için Beyaz Nöbet’teyiz. Tasarının gelmemesi ve taleplerimizin karşılanmaması halinde 8 Şubat Salı günü G(Ö)REV’de olacağımızı şimdiden duyuruyoruz. Bilinmelidir ki özlük haklarımızın Meclis’e getirilmesi için son, tek günlük G(ö)REV’imiz olacak. Öncelikli/acil taleplerimiz başta olmak üzere tüm haklarımızı alana kadar gayretimiz ve G(ö)REV hareketlerimizi büyüterek devam edeceğiz.
Tabiplerin acil talepleri
TTB Merkez Kurul Üyesi Halis Yerlikaya, doktorların taleplerini sıralayarak bir kere daha hatırlattı:
* Kamu hastanelerinde nazaranve yeni başlayan pratisyen ve asistan doktorlar için temel fiyat (maaş+ sabit ek ödeme) yoksulluk hududunun en az iki katından, uzman doktorlar için yoksulluk hududunun en az iki buçuk katından az olmamalıdır. Sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.
* Aile doktoru maaşları en az yoksulluk sonunun iki katına yükseltilmelidir. Tüm Aile Sıhhati Merkez binaları kamu tarafınca inşa edilmeli birebir standartlarda donanımı kamu tarafınca sağlanmalıdır.
* 3 yıldan uzun mühlet vazife yapan aile tabibi ya da aile sıhhati çalışanı tüm kamu dışı ebe, tabip ve hemşireler kamu takımına alınmalıdır.
* OSGB’lerde çalışan işyeri tabiplerinin fiyatları Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği taban fiyatı üzerinden ödenmelidir.
* Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur farkı gözetilmeksizin bütün emekli tabip maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen tabipler için taban 15.000 TL, uzman tabipler için taban 18.000 TL’ye çıkarılmalıdır.
* Çalışma ortamlarımız ve şartlarımız güzelleştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün tabiplere, rastgele bir maddi kayıp olmadan (nöbet fiyatının kesilmesi vs.) nöbet sonraki müsaade hakkı tanınmalıdır.
* Covid-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma hissesi uygulanmalı, tabipler için ek gösterge 7.200 olmalıdır.
* Sıhhatte Şiddet Yasası ivedilikle TTB’nin önerdiği biçimde düzenlenmeli; cezalar tutuksuz yargılanma ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” olarak uygulamaya imkan veren sonların üzerine çıkarılmalıdır.
* Tıbbi kusurlarda kurumsal sorumluluğu görmezden gelerek doktorları ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
* Doktorları de hastaları da mağdur eden, tabiplere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sıhhatini tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak biçimde düzenlenmelidir.