Sushi içinde çiğ balık var mı ?

Emir

New member
Sushi: Çiğ Balık mı, Bir İlişki mi?

Herkese merhaba,

Bir zamanlar, sushi ile ilgili bana sorulan bir soru, beni düşündürmüştü. “Sushi içinde çiğ balık var mı?” diye sormuştu biri, basit bir soru gibi görünüyordu. Ama sonra o basit soru, beni bir ilişkiyi çözmeye çalışırken bulduğum o anı hatırlattı. Gidip, o soruyu unutamadım. O kadar derin bir soruydu ki! O anı sizinle paylaşmak istiyorum; belki siz de benim gibi bir sorunun cevabını, ilişkilere dair yeni bir bakış açısına dönüştürürsünüz…

Bir akşam, sushi yemeye gittiğimizde, çok sevdiğim arkadaşım Zeynep’le, bizim gibi birbirini tanıyan bir grup oturuyordu. Zeynep, hayatın ne kadar duygusal ve empatik yönlerine odaklanan, insanları dinlemeyi seven bir kadındı. Ama bir de yanında, Hüseyin vardı. Hüseyin ise erkeklerin tipik çözüm odaklı karakterlerinden biriydi. Her soruya mantıklı ve pratik bir cevap verirdi. Bu gece, Sushi'nin içinde çiğ balık olup olmadığı üzerine başlattığımız bir sohbet, tam da ikisinin farklı bakış açılarını sergileyen bir tartışmaya dönüşecekti.

Sushi’nin İçindeki Çiğ Balık: Bir İlişkinin Simgesi mi?

Zeynep, sushi için “Çiğ balık çok korkutucu, değil mi? Benim için sushi, yavaş yavaş bir ilişkiyi keşfetmek gibi. Hani bir bakarsınız her şey taze, ama içini tam olarak göremediğiniz bir şeyle karşılaşırsınız. Balığı düşünün. Çiğ ve kırılgan. Eğer ona yanlış yaklaşır, doğru zamanı beklemezseniz, sonunda kötü bir sonuçla karşılaşırsınız.” diyordu.

Hüseyin ise hemen araya girdi: “Sushi’nin içinde çiğ balık varsa, var. Ama bu, sorunun çözümü değil. Sushi bir yeme biçimi, tıpkı bir ilişki gibi. Eğer bir ilişkiyi analiz ederken ‘çözüme’ odaklanırsan, gerisini görmezsin. Her şey basit, bir araya gelmiş malzemelerdir. Çiğ balığı seviyorsan, seviyorsundur. İstemiyorsan, istemezsin. Bunu bu kadar derinleştirmeye gerek yok.”

Bunun üzerine Zeynep, derin bir nefes aldı ve gülümsedi. "Ama Hüseyin," dedi, "insanlar neden ilişkilere bu kadar bağlı oluyor? Sadece sevdiğimiz şeyleri tatmakla kalmıyoruz, bazen zor olanı da deniyoruz. Bazen sushi’nin içindeki o çiğ balık, sanki ruhumuzu yavaşça sarar gibi oluyor. İnsanlar, ilişkilere de benzer şekilde yaklaşmalı, zorluğuna rağmen derinlikleri keşfetmeliyiz.”

Erkeklerin Çözüm Arayışı vs Kadınların İlişkiyi Keşfetme Yolu

Hüseyin gülümsedi, ama gözlerinde belirgin bir kararlılık vardı. “Zeynep, haklısın ama bazen insanlar ilişkilere olduğu gibi bakmak istemiyor. Çiğ balığı sevmediği bir insan, onunla sushi yiyemez. İlişkiler de öyle. Hangi parçası olursa olsun, ya kabul edersin, ya da çekilirsin. Çözüm aramak her zaman gereklidir. Sushi’de balığın olması sorun değil, sorun bu balığı yemek için doğru zamanı beklemektir. Ama eğer hep ‘nasıl yapılır, ne zaman yapılır’ diye düşünürsen, o zaman sadece bir süreç yönetmiş olursun, bir şeyin tadını çıkaramazsın.”

Zeynep hafifçe başını salladı, “Bu bakış açısı seni çok tatmin edebilir, Hüseyin. Ama belki de ilişkilerde, tıpkı sushi’nin içine gizlenen o çiğ balık gibi, bazen zorlayıcı ama özel bir şeyler vardır. Bazen ilişkiyi biraz daha duygusal, empatik bakış açısıyla ele almak gerekebilir. O anı, o kırılganlığı hissedebilmek çok önemli. Zor olsa da, her ilişkiyi yavaşça sindirerek değerlendirmek insanı büyütür.”

Hüseyin, Zeynep’in sözlerini düşündü, ama sonrasında şunları söyledi: “Bunu anlıyorum, ama bazen duygusal bakış açısı da insanı gerçekten zorlayabiliyor. Her şeyin bir çözümü olmalı, değil mi? Yoksa biri bir ilişkiye ne kadar değer verir, ne kadar zarar görür, bunu nasıl bileceksiniz?”

Bir Sushi Gibi: Zorluğu, Güzel Olanı Keşfetmek

İşte tam o anda, herkes bir an durdu. Birkaç saniye sessizlik oldu. Belki de sushi’nin içinde çiğ balığın varlığı, ilişkilerdeki duygusal derinlikleri, bu düşüncelerle kesişmişti. Zeynep bir an gözlerini kısıp düşündü ve sonra gülümsedi. “Biliyor musun, Hüseyin? Bazen o çiğ balığı sevemediğimiz zaman, belki de biz gerçek anlamda bir ilişkiye adım atmamışız demektir. O kırılganlık, tıpkı balık gibi, aslında o anın en özel anıdır. İçindeki derinliği, zamanla keşfetmelisin. Hem de acele etmeden.”

Zeynep’in sözleri, aniden bir ışık gibi geldi. Herkesin bakış açısı farklıydı ama sonradan fark ettik ki, sushi’nin çiğ balığı, belki de tıpkı bir ilişki gibi – başlangıçta zorlayıcı ama zamanla en güzel halini alıyordu. Zeynep'in gözlerindeki empati, Hüseyin’in çözüm odaklı yaklaşımı ve sushi’nin çiğ balığının simgesi, hepimizi birleştirmişti.

Sizce Sushi’nin İçindeki Çiğ Balık, Bir İlişkideki Zorlukları mı Temsil Ediyor?

Şimdi sizlere sormak istiyorum: Sushi’deki çiğ balığı, bir ilişkiyi anlatan bir simge olarak görmek doğru mu? Bu yolda, hepimiz birer sushi ustası gibi, bazen çözüm odaklı yaklaşarak bazen de duygusal açıdan derinleşerek yol alıyoruz. Sushi’nin içine gizlenmiş olan çiğ balık gibi, zorluklar, kırılganlıklar ve güzellikler bir arada. İlişkilerde de bu dengeyi nasıl kurmalıyız?

Siz ne düşünüyorsunuz?
 
Üst