Sorara’yı Taşlamak İnceleme

Felaket

New member
Orjinal adı The Stoning of Soraya M. olan Sorara’yı Taşlamak filmini sarsılarak izlediğimi söylesem hiç de abartmış olmam. Gözyaşlarım adeta sel oldu aktı. Kadına yapılan muamelelerin özellikle doğuda ne kadar farklı bir boyuta geldiğini gözler önüne seren filme kayıtsız kalmamak imkansız. Sorara’yı Taşlamak inceleme yazısını yoğun duygular nedeniyle kısa tuttum.

SORARA’YI TAŞLAMAK İNCELEME
Şerefsiz Ali, cahil Haşim, şehvet düşkünü molla efendi, adaletsiz muhtar. Ve Zehra.. Süreyya’yı korumak için taşların önüne atılan Zehra. Yiğenine yapılanları unutmayan, unutturmak istemeyen Zehra. 14 yaşındaki bir çocukla evlenmek için karısını öldüren Ali, iftira atan, tehditler savuran Ali.

Nasıl da çeviriyorsunuz okları, nasıl da kullanıyorsunuz dini, emelleriniz için. Ve “nihayet hak yerini buldu” diyen kadın. Süreyya taşlanırken sevinen kadın! Hemcinsinin bu halinden nasıl mutlu olabiliyorsun? Erkek egemenliğini bu kadar nasıl çabuk kabullenebiliyorsun, kendini bu kadar nasıl ezdirebiliyorsun? Ve oğulları.. Körpecik beyinlere nasıl “kadının yeri yoktur” lafını aşılayabiliyorsunuz? Temizlik, yemek, cinsellikten öte hiçbir işlevi olmayan bir mal yerine nasıl koyabiliyorsunuz?

Daha bugün okudum, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Dubai’de tatile giden bir aile. 20 yaşındaki kızı boğulmak üzere. Cankurtaran atlıyor denize kurtarmak için. Peki baba ne yapıyor? “Kızıma erkek eli değeceğine ölsün daha iyi” diyor! Kızını ölüme terk ediyor. Bu kadar basit, bu kadar değersiz bir canın hayatı. Bu kadar kapalı gözler, bu kadar cani!
 
Üst