En çok hangi bölüm tercih edildi ?

Emir

New member
En Çok Hangi Bölüm Tercih Edildi? Bir Toplumsal Ayna Üzerine Düşünceler

Arkadaşlar, siz hiç fark ettiniz mi? Her yıl tercih döneminde aynı heyecan, aynı endişe, aynı cümleler dolaşır: “Bu sene hangi bölüm popüler?”, “Şu bölüm çok dolmuş!”, “Benim hayalimdeki bölüm neden bu kadar az kişi tarafından seçilmiş acaba?”… İşte bu sorular aslında sadece birer tercih rehberi konusu değil, toplumun yönünü, gençlerin umutlarını ve geleceğe bakışını gösteren birer aynadır. Bu konuyu biraz daha derinden, samimiyetle konuşalım istiyorum.

Bir Zamanlar ‘Güvencenin’ Peşinde: Kökenler

Eskiden, özellikle 80’ler ve 90’lar kuşağında, bölüm seçimi “garantili iş” anlayışının etrafında dönerdi. Tıp, hukuk, mühendislik… Adeta kutsal üçlüydü. Bu bölümler sadece bireysel başarı değil, aynı zamanda aile gururunun bir simgesiydi. “Oğlum mühendis oldu”, “Kızım doktor çıktı” cümleleri bir statü göstergesiydi.

Ama o dönemlerin ruhunu anlamak gerek: Türkiye, ekonomik belirsizliklerin, işsizlik korkusunun ve devlet güvencesi arayışının içindeydi. İnsanlar çocuklarının hayatını “risk”ten uzak tutmak istiyordu. Bu yüzden, o dönem en çok tercih edilen bölümler aynı zamanda “güvenli liman”lardı.

Zaman Değişti, Değerler De

Bugün tablo bambaşka. Artık gençler sadece maaş veya statü değil, “kendini gerçekleştirme” duygusunun peşinde. Psikoloji, medya, yazılım, gastronomi, hatta oyun tasarımı gibi bölümler adeta parlıyor.

Bunun altında yatan nedenleri biraz açalım:

- Dijital dönüşüm: Teknoloji, yeni iş alanları doğurdu. Yazılım, veri bilimi, yapay zekâ gibi bölümler bir anda geleceğin anahtarı haline geldi.

- Kültürel değişim: Artık “kendine yatırım yapmak” sadece ekonomik değil, duygusal bir değer de taşıyor.

- Küreselleşme: Gençler dünyayı daha yakından görüyor. YouTube’da, LinkedIn’de, TikTok’ta başka hayatlara tanık oluyor ve “Ben de farklı bir yol çizebilirim” diyor.

Dolayısıyla “en çok tercih edilen bölüm” artık sadece bir istatistik değil, bir zihniyet dönüşümünün yansıması.

Kadınların Empatiyle, Erkeklerin Stratejiyle Dokuduğu Tercihler

Forumda sıkça görüyoruz: Kadın üyeler, tercih yaparken genellikle “insanlara dokunabileceği” bölümleri ön planda tutuyor. Psikoloji, sosyal hizmet, hemşirelik, öğretmenlik gibi alanlarda “anlam arayışı” baskın. Erkek üyelerde ise çoğunlukla “sorun çözme” ve “sistem kurma” odaklı bölümler öne çıkıyor; mühendislik, bilişim, işletme gibi.

Ama bu çizgi artık eskisi kadar keskin değil. Çünkü yeni nesil, duygusal zekâ ile analitik düşünceyi birleştiriyor. Bir kadın yazılım mühendisi “kodu empatiyle yazıyor”, bir erkek psikolog “davranışları stratejik analiz ediyor.” Bu harman, geleceğin meslek kültürünü dönüştürüyor.

Geleceğe Dair: Tercihler Birer Sosyal Deney

Bir düşünün, bugün en çok tercih edilen bölümler aslında 10 yıl sonra hangi sektörlerin yükseleceğini gösteriyor. Örneğin, yapay zekâ ve bilişim alanındaki artış, teknolojinin sadece bir araç değil, bir düşünme biçimi haline geldiğini kanıtlıyor.

Aynı zamanda, sürdürülebilirlik, insan hakları, iletişim gibi alanların yükselişi de dünyaya bakışımızın daha etik, daha sorumlu hale geldiğini gösteriyor.

Yani gençlerin tercihleri, bir ülkenin kültürel haritasını yeniden çiziyor. Artık sadece “para kazandıran bölüm” değil, “kendimi ifade edebileceğim alan” aranıyor.

Beklenmedik Bir Bağlantı: Bölüm Tercihleri ve Sanatın Gölgesi

Belki garip gelecek ama en çok tercih edilen bölümlerle sanat arasında da bir bağ var.

Nasıl mı? Sanat, bir toplumun bilinçaltını yansıtır. Gençlerin tercih ettiği bölümler de aynı şekilde, kolektif bir bilinçaltının ürünüdür.

Örneğin, dijital sanatların ve tasarım bölümlerinin yükselişi, bireyselliğin ve estetik ifadenin güçlendiğini gösteriyor. Yani bir yönüyle, üniversite tercihleri çağımızın resmini çiziyor: Daha yaratıcı, daha özgür, ama aynı zamanda daha kaygılı bir gençlik portresi.

Topluluğa Bir Soru: Gerçekten “En Çok Tercih Edilen” Mutluluk Getiriyor mu?

Bir forum üyesi olarak soruyorum: En çok tercih edilen bölüm, gerçekten “en çok istenen” mi? Yoksa sistemin, medyanın, toplumsal beklentilerin şekillendirdiği bir yönelim mi?

Belki de “en çok tercih edilen”i değil, “en çok seni anlatan” bölümü seçmek gerek. Çünkü sayılar, sıralamalar ve istatistikler bir yere kadar anlamlı; asıl farkı yaratan, seçtiğin bölümde kendi hikâyeni yazabilmek.

Sonuç: Tercihler, Toplumun Nabzıdır

“En çok tercih edilen bölüm” sorusu, aslında tek başına bir cevaptan çok, yüzlerce farklı hikâyenin toplamı.

Bu hikâyelerde korkular, umutlar, idealler, aile baskısı, ekonomik gerçekler ve kişisel tutkular iç içe.

Kimi için bölüm, bir kurtuluş bileti; kimi için bir arayışın başlangıcı. Ama her durumda, yapılan her tercih bir iz bırakıyor — hem bireyin hayatında hem de toplumun geleceğinde.

Bu yüzden, hangi bölümün “en çok” seçildiği kadar, neden seçildiğini de konuşmak gerekiyor. Çünkü o “neden”ler, geleceğin kültürünü, ekonomisini ve değerlerini sessizce şekillendiriyor.

Ve belki de asıl mesele şu: En çok tercih edilen değil, en çok anlam bulan bölümde okumak.

Çünkü sonunda hepimiz aynı yerde buluşuyoruz: “Ben kimim ve ne için öğreniyorum?” sorusunda.

İşte o sorunun cevabı, hangi bölümde olduğumuzdan çok daha değerli.
 
Üst