Biyografi Kaçıncı Kişili Anlatım ?

ahmetbeyler

Global Mod
Global Mod
Biografi Kaçıncı Kişili Anlatım Nedir?



Bu makalede, biyografi yazımında kullanılan farklı kişili anlatım türlerine odaklanacağız. Biyografi, bir kişinin yaşamını, deneyimlerini ve başarılarını anlatan bir türdür. Ancak, biyografilerin anlatımında kullanılan kişilikler farklılık gösterebilir. Bazı biyografiler, birinci kişili anlatımı kullanırken, diğerleri üçüncü kişili anlatımı tercih eder. Her birinin kendi avantajları ve kullanım alanları vardır. İşte bu farklılıkları ve her birinin özelliklerini inceleyeceğiz.



1. Birinci Kişili Anlatım: Kendi Perspektifinizden Anlatmak



Birinci kişili anlatım, biyografiyi anlatan kişinin kendi perspektifinden olayları aktardığı bir anlatım türüdür. Bu şekilde yazılan biyografiler genellikle otobiyografik olarak adlandırılır ve kişinin kendi yaşam öyküsünü anlattığı bir türdür. Bu tür biyografilerde, kişi kendi duygularını, düşüncelerini ve deneyimlerini doğrudan okuyucuya aktarır.



Birinci kişili anlatım, okuyucuya kişinin iç dünyasını daha yakından tanıma fırsatı sunar. Kişi, kendi deneyimlerini ve duygularını doğrudan ifade ettiği için, okuyucuyla daha yakın bir bağ kurulmasını sağlar. Okuyucu, olayları kişinin kendi gözünden görmüş gibi hisseder ve onunla daha fazla empati kurabilir.



Bu anlatım türü, genellikle kişisel gelişim kitaplarında, hatıratlarda ve kişisel bloglarda kullanılır. Örneğin, ünlü bir sporcu veya sanatçı kendi yaşam öyküsünü anlatmak istediğinde, genellikle birinci kişili anlatımı tercih eder.



2. Üçüncü Kişili Anlatım: Dışarıdan Bir Gözlemci Olarak Anlatmak



Üçüncü kişili anlatım ise, biyografinin bir dış gözlemcinin perspektifinden anlatıldığı bir anlatım türüdür. Bu şekilde yazılan biyografilerde, bir yazar veya anlatıcı kişinin yaşamını objektif bir şekilde aktarır. Kişinin kendisi değil, dışarıdan bir gözlemci olarak olayları gözlemleyen biri tarafından anlatılır.



Üçüncü kişili anlatım, daha objektif bir bakış açısı sunar. Anlatıcı, kişinin yaşamını daha tarafsız bir şekilde ele alır ve duygularını veya düşüncelerini kişisel olarak ifade etmez. Bu nedenle, okuyucular daha nesnel bir bakış açısıyla olayları değerlendirebilirler.



Bu anlatım türü, genellikle tarih kitaplarında, biyografi romanlarında ve dergi makalelerinde kullanılır. Örneğin, tarihi bir figürün yaşamını anlatan bir kitap veya dergi makalesi genellikle üçüncü kişili anlatımı tercih eder.



3. Hangi Anlatımı Kullanmalısınız?



Hangi anlatım türünün kullanılacağı, biyografiyi yazan kişinin tercihlerine ve amaçlarına bağlıdır. Eğer kişi kendi yaşamını anlatmak istiyorsa, birinci kişili anlatımı tercih edebilir. Bu şekilde, kendi deneyimlerini doğrudan ifade ederek, okuyucularla daha yakın bir bağ kurabilir.



Ancak, eğer kişi bir başkasının yaşamını anlatmak istiyorsa, üçüncü kişili anlatım daha uygun olabilir. Bu şekilde, olaylar daha objektif bir şekilde aktarılabilir ve okuyucuların daha tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirmesi sağlanabilir.



Sonuç olarak, biyografi yazarken kullanılan kişilik anlatımları, anlatımın tarzını ve etkisini büyük ölçüde etkiler. Birinci kişili anlatım, kişisel bir bağ kurmayı ve iç dünyayı keşfetmeyi sağlarken, üçüncü kişili anlatım daha objektif bir bakış açısı sunar. Hangi anlatımın kullanılacağına karar verirken, yazan kişinin amaçlarını ve hedef kitlesini dikkate almak önemlidir.
 

Doga

New member
Biyografi Kaçıncı Kişili Anlatım: Kısa ve Öz



Tanım:

Biyografi kaçıncı kişili anlatım, bir kişinin hayatını o kişinin ağzından anlatan bir biyografi türüdür. Yani, o kişi kendi yaşamını anlatırken "ben" şeklinde ifade kullanır.



Özellikler:

- Birinci kişinin bakış açısından yazılmıştır.

- Olaylar, duygular ve deneyimler doğrudan kişinin kendi ağzından aktarılır.

- Okuyucuya kişinin kendi düşünce ve duygularını direkt olarak hissettirir.

- Diğer biyografi türlerinden daha samimi ve içsel bir anlatım tarzına sahiptir.



Örnekler:

- "Ben, Malcolm X" (Malcolm X)

- "Ben Bir Hayvanın Günlüğü" (Mark Twain)

- "Bir Yolculuğun Anıları: Benim Hac Yolum" (Mansur el-Hallac)



Avantajları:

- Okuyucuya derin bir iç görü sunar.

- Kişinin kendi bakış açısından olayları anlatması, daha samimi bir bağ kurulmasını sağlar.

- Kişinin duygusal ve zihinsel gelişimini daha doğrudan anlatma imkanı verir.



Dezavantajları:

- Yazarın subjektif bakış açısıyla sınırlı kalabilir.

- Gerçeklikten uzaklaşma riski vardır, çünkü kişi kendi yaşamını sübjektif bir şekilde sunar.

- Yazarın kendi deneyimlerini abartması veya yanıltıcı olması mümkündür.



Sonuç:

Biyografi kaçıncı kişili anlatım, bir kişinin yaşam öyküsünü en doğrudan ve samimi şekilde sunan bir türdür. Yazarın kendi bakış açısıyla olayları anlatması, okuyucuya derin bir içsel bağ kurma imkanı verir. Ancak, subjektif olma riski ve gerçeklikten uzaklaşma tehlikesi bulunmaktadır. Yine de, bu tür biyografiler, bireylerin iç dünyalarını daha derinlemesine anlamak için önemli bir kaynaktır.
 

Guclu

New member
Biyografi Kaçıncı Kişili Anlatımın Önemi



Biyografi kaçıncı kişili anlatım, bir kişinin hayatını başkalarının gözünden anlatma şeklidir. Bu tür anlatımlar, genellikle üçüncü kişinin bakış açısından yazılmış biyografilerden farklıdır ve kişinin kendisini anlatmasıyla ilgilidir.



Neden Önemli?



Biyografi kaçıncı kişili anlatım, bir kişinin iç dünyasını ve duygularını daha derinlemesine anlatma imkanı sunar. Okuyucular, doğrudan kişinin deneyimlerini ve duygularını hissederek onun hayatını daha yakından tanıma şansı bulurlar. Bu tür anlatımlar, kişisel bağlantı kurmayı ve empati kurmayı kolaylaştırır.



Nasıl Yazılır?



Bir biyografi kaçıncı kişili anlatım yazarken, kişinin kendi bakış açısından deneyimlerini ve duygularını içeren samimi bir dil kullanmak önemlidir. Anıları, duyguları ve düşünceleri detaylı bir şekilde aktarmak, okuyucuların kişiyle daha yakın bir ilişki kurmasını sağlar. Ayrıca, içsel monologlar ve iç sesler de bu tür anlatımları zenginleştirebilir.



Örnek Bir Biyografi Kaçıncı Kişili Anlatım



Şimdi sizlere, kendi hayatımdan bir kesit sunmak istiyorum. Ben, doğup büyüdüğüm küçük bir kasabada, sıradan bir ailede dünyaya geldim. Çocukluğum, masumiyet ve keşif dolu bir dönemdi. Her gün, sokaklarda koşturup oyunlar oynarken, gelecekteki hayallerimi kurardım.



Gençlik yıllarım, belirsizliklerle dolu bir dönemdi. Kim olduğumu ve ne istediğimi bulmaya çalışırken, bir yandan da çevremdeki dünyayı keşfetmeye çalışıyordum. İlk aşklar, hayal kırıklıkları, başarılar ve hüsranlarla dolu bu dönem, beni bugünkü benliğime şekillendiren deneyimlerden sadece biriydi.



Yetişkinlik, sorumlulukların arttığı ve kararların daha ağırlıklı olduğu bir dönemdi. Kariyer seçimleri, ilişkiler, aile kurma süreci... Her adımı dikkatlice düşünerek attım, ancak bazen hayatın beklenmedik sürprizleriyle karşılaştım. Zorluklarla baş etmek için içimdeki gücü buldum ve pes etmedim.



Şimdi, hayatımın bir sonraki bölümüne hazırlanıyorum. Geçmişte yaşadığım deneyimlerden dersler çıkardım ve geleceğe umutla bakıyorum. Hayallerim ve hedeflerim var, ve bu yolculukta kendimi keşfetmeye devam ediyorum.



Sonuç



Biyografi kaçıncı kişili anlatım, bir kişinin hayatını kendi bakış açısından anlatma fırsatı sunar. Okuyucular, doğrudan kişinin iç dünyasına dalarak onun deneyimlerini ve duygularını daha yakından tanıma şansı bulurlar. Bu tür anlatımlar, kişinin kimliğini ve yaşam yolculuğunu daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olur.
 
Üst