Beykozlu
New member
Bu yeni çalışmada, bağışıklık sisteminin bir daha tasarlanarak, tümöre saldırması amaçlanıyor.
Deher neysel çalışma 16 hasta ile yapılıyor.
Bu 16 hastanın her birine kendilerine özel bir tedavi uygulanıyor ve tümörlerindeki belirli bir zayıf nokta maksat alınıyor.
Çalışma bağışıklık sistemindeki T hücrelerine ağırlaşıyor.
Bu hücreler, bedende devriye gezerek hücre sorunlarını araştırmakla nazaranvliler. T hücreleri reseptör denilen bir protein kullanarak enfeksiyonları ve kanserojen olabilecek hücreleri işaretliyor.
Ancak kanseri belirlemek, T hücreleri ile için güç olabiliyor.
Vücuda dışarıdan giren bir virüsü tanımlamak kolay olabilir ancak kanser, bizim kendi hücrelerimizin bozulmuş hali olduğu için, T hücrelerinin tespit etmesi hayli daha güç.
İşte araştırmanın gerisinde da, kanser işaretleyen T hücrelerinin düzeyinin artırılması fikri yer alıyor.
Peki deher neysel tedavi nasıl işliyor?
Araştırmacılar kanser hücrelerini yakalamayı başarmış reseptörleri olan az T hücrelerini tespit ediyor.
Ardından bu özelliği olmayan T hücreleri toplanıyor ve bir daha tasarlanıyor.
Reseptörleri, kanser tespit edebilen reseptörlerle değiştiriliyor.
Modifiye edilmiş bu T hücreler bedene tümör tespit etmesi için bir daha yerleştiriliyor.
Crispr teknolojisinden yararlanılıyor
T hücrelerinin kanser avcısına dönüştürülebilmesi için önemli bir genetik manipülasyon süreci gerekiyor. Genetik olan talimatnamelerinin yerine yeni talimatları yerleştiriliyor.
Bunu mümkün kılan şey genetik değişim teknolojisi Crispr.
”Genetik makaslar” olarak süreç goren bu teknoloji ile yaşayan hücrelerdeki DNA’larda muhakkak ve hassas değişiklikler yapılabiliyor.
Deher neysel çalışmaya öbür tedavilere cevap vermeyen kolon, göğüs ve akciğer kanseri hastaları katılıyor.
16 hastanın 11’inde hastalık ilerlerken kalan 5’inde ise yatay bir seyire geçti.
Çalışma süratle gelişen teknolojinin güvenliği ve uygulanabilirliği üzerinden de test ediliyor.
Bilim insanları, gerçek dozları ve etkiyi ölçebilmek için daha geniş çalışmalara muhtaçlık duyuyor.
Araştırmayı yapan takımdan California Üniversitesi çalışanı Dr. Antoni Ribas, “Bu bireye özel kanser tedavisi geliştirilmesi çalışmalarında ileriye doğu bir sıçrama” diyor.
Ancak terapinin tesirini tam olarak nazaranbilmek için hayli erken. Ayrıyeten çalışmanın pek kıymetli ve vakit alıcı olduğu da söz ediliyor.
Deher neysel çalışma 16 hasta ile yapılıyor.
Bu 16 hastanın her birine kendilerine özel bir tedavi uygulanıyor ve tümörlerindeki belirli bir zayıf nokta maksat alınıyor.
Çalışma bağışıklık sistemindeki T hücrelerine ağırlaşıyor.
Bu hücreler, bedende devriye gezerek hücre sorunlarını araştırmakla nazaranvliler. T hücreleri reseptör denilen bir protein kullanarak enfeksiyonları ve kanserojen olabilecek hücreleri işaretliyor.
Ancak kanseri belirlemek, T hücreleri ile için güç olabiliyor.
Vücuda dışarıdan giren bir virüsü tanımlamak kolay olabilir ancak kanser, bizim kendi hücrelerimizin bozulmuş hali olduğu için, T hücrelerinin tespit etmesi hayli daha güç.
İşte araştırmanın gerisinde da, kanser işaretleyen T hücrelerinin düzeyinin artırılması fikri yer alıyor.
Peki deher neysel tedavi nasıl işliyor?
Araştırmacılar kanser hücrelerini yakalamayı başarmış reseptörleri olan az T hücrelerini tespit ediyor.
Ardından bu özelliği olmayan T hücreleri toplanıyor ve bir daha tasarlanıyor.
Reseptörleri, kanser tespit edebilen reseptörlerle değiştiriliyor.
Modifiye edilmiş bu T hücreler bedene tümör tespit etmesi için bir daha yerleştiriliyor.
Crispr teknolojisinden yararlanılıyor
T hücrelerinin kanser avcısına dönüştürülebilmesi için önemli bir genetik manipülasyon süreci gerekiyor. Genetik olan talimatnamelerinin yerine yeni talimatları yerleştiriliyor.
Bunu mümkün kılan şey genetik değişim teknolojisi Crispr.
”Genetik makaslar” olarak süreç goren bu teknoloji ile yaşayan hücrelerdeki DNA’larda muhakkak ve hassas değişiklikler yapılabiliyor.
Deher neysel çalışmaya öbür tedavilere cevap vermeyen kolon, göğüs ve akciğer kanseri hastaları katılıyor.
16 hastanın 11’inde hastalık ilerlerken kalan 5’inde ise yatay bir seyire geçti.
Çalışma süratle gelişen teknolojinin güvenliği ve uygulanabilirliği üzerinden de test ediliyor.
Bilim insanları, gerçek dozları ve etkiyi ölçebilmek için daha geniş çalışmalara muhtaçlık duyuyor.
Araştırmayı yapan takımdan California Üniversitesi çalışanı Dr. Antoni Ribas, “Bu bireye özel kanser tedavisi geliştirilmesi çalışmalarında ileriye doğu bir sıçrama” diyor.
Ancak terapinin tesirini tam olarak nazaranbilmek için hayli erken. Ayrıyeten çalışmanın pek kıymetli ve vakit alıcı olduğu da söz ediliyor.