Sabah Sabah İçimi Dökeyim

Bakec

New member
Sabah sabah karaladım bu satırları, kıyamadım atmaya. Gecenin şu vaktinde (an itibariyle 22:51) ekleyeyim dedim buraya.:)))

Bir sebep bulsam da ağlasam. Öylesine hüzünlüyüm bu sabah. Koşuya bile isteksiz çıktım. İki adımda nefesim kesildi. Durduramadım düşüncelerimi, dinleyemedim içimi. Kapşonumu kapatıp yüzüme, döndüm başım eğik evime.

Acı kahvemi yaptım şimdi. Kendime geleyim istiyorum. Rüzgar esiyor hafiften, kağıtları uçuracak neredeyse. Temiz pak her yer. “Düzenliyim, titizim” diye yineliyorum ya kendime sürekli, lafta kalmasın dedim. Gerçekten öyleyim, çelişmiyorum asla söylediklerimle.

Çok anlamamak, çok sevmemek mi lazım? İçine girebildiğin kadar bağlanıyorsun çünkü. Bağlandıkça daha içerilere, daha derinlere iniyorsun. Sonu yok bu ilerlemelerin. Kendine ulaşamadıktan sonra hep yarım kalmaya mahkum bağlanışlar bunlar. “İşte buydu aradığım” yanılgısına bir yenisini eklemek sadece.

İnsanlarla arama koyduğum mesafelerin bir nedeni de bu aslında. Kendimi hiçbir zaman bulamayacağımı düşündüğüm için baştan kabulleniyorum yenilgiyi. Hiç denemiyorum, haliyle hiç de yanılmıyorum. Hata yapmıyorum sözde. Çünkü sarsılmayacağına inandığım doğrularım var. Ön yargılarım var. Sağlam kalelerle inşa edilmiş, etrafı derin hendeklerle çevrili.

Acı kahvem de bitti. Yazdıkça çekip gider sandığım hüznümse yerli yerinde, hiçbir yere kımıldadığı yok.

Dikkatimi dağıtacak şeylerden yoksunum. Ne boş boş konuşan arkadaşlarım var ne de çok yoğun iş saatlerim. Yalnız, yapayalnız, içimdekiyle başbaşa ama hiç yüzüne bakmaya cesaret edemeyerek tüketiyorum zamanları. Keşke zorlasa beni, hissettirse kendini. Esir alsa, kurtulsam şu boşluktan. O hiçbir şey yapmadıkça ben daha da durağanlaşıyorum.

Çok nadir, arada bir yokluyor. Her şey güzel olacak, her şey zaten güzel diye umut aşılıyor bana. Sonra çekiliyor köşesine. Başlıyor seyretmeye. Yanılgılarımla, savaşlarımla bir başıma hapsediyor beni yeni hücresine.
 
Üst