Efe
New member
Dürtüsel Çocuk Nasıl Davranır?
Selam millet! Şimdi düşünün: Hepimizin hayatında bir tane vardır, oturduğu yerde duramayan, elinde ne varsa yere düşüren, “yapma” denilince inadına yapan bir çocuk. Hatta bazen o çocuk, hepimizin küçükken kendi hâlimizdi. İşte bu yazıda o meşhur “dürtüsel çocuk” konusunu masaya yatıracağız. Ama sıkıcı bir psikoloji dersi gibi değil; forum ortamına yakışır, samimi ve biraz da eğlenceli bir şekilde.
Dürtüsel Çocuk Kimdir?
Önce tanımı basitçe yapalım. Dürtüsel çocuk, aklına geleni anında yapan, sonucu düşünmeden harekete geçen, duygularını kontrol etmekte zorlanan çocuktur. Mesela annesi sofrayı kurarken o, tabakları kule yapar. Babası misafirlerle sohbet ederken, o aradan girip “senin burnun neden bu kadar büyük?” diye sorar. Yani dürtüsellik, çocukların saf doğallığının biraz daha yoğun ve kontrolsüz hâli.
Ama dürtüsellik sadece “yaramazlık” değildir. Çocuğun beynindeki ön lob (özellikle planlama ve kontrolle ilgili olan bölge) gelişim aşamasında olduğundan, aslında bu davranışın bir tarafı biyolojiktir. Yani biraz sabır, biraz rehberlik ve bolca anlayış gerekir.
Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Stratejik Yaklaşımları
Forumdaki erkek üyelerin bu konudaki bakışı genellikle daha “çözüm mühendisliği” havasında oluyor. Örneğin bir baba çıkıp şöyle diyebilir:
— “Çocuk dürtüsel mi? O zaman net kurallar koyacaksın. O kuralları ihlal ederse sonuçlarını göstereceksin. Disiplin olmazsa olmaz.”
— “Dürtüselliği kontrol etmek için yapılandırılmış programlar şart. Spor, satranç, düzenli uyku… Bunlar çocuğun enerjisini yönlendirir.”
— “Bir strateji kurmadan bu iş olmaz. Çocuk önünü düşünmeden davranıyorsa, biz de ona önünü görmeyi öğretecek yollar bulmalıyız.”
Erkeklerin yaklaşımı biraz “çözüm bul, uygula, sonuç al” şeklinde. Onlara göre dürtüsellik bir problemse, bunun bir planı da vardır. Hatta bazı erkekler işi şakaya vuruyor: “Benim oğlan o kadar dürtüsel ki, bir gün tost makinesine Lego soktu. Çözüm belli: Ya çocuk değişecek ya da tost makinesi!”
Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Yaklaşımları
Kadın üyeler ise bu meseleyi daha çok empatiyle değerlendiriyor. Onlara göre dürtüsel çocuk sadece “sorun çıkaran bir minik” değil, aslında “kendini ifade etmeye çalışan bir ruh.”
— Bir anne şöyle diyebilir: “Çocuğum bir anda öfkelendiğinde ona kızmak yerine, neden öfkelendiğini anlamaya çalışırım. Çünkü o duygu kontrol etmeyi öğrenmeye çalışıyor.”
— Bir başkası şunu ekler: “Dürtüsel davranış, çocuğun beyin gelişiminin bir parçasıdır. Ona sabırla yaklaşmak, ilişkisini güçlendirir.”
— Bir kadın üye mizahi bir şekilde şöyle yazabilir: “Benim kızım o kadar dürtüsel ki, geçen gün mağazada mankenin üstünden elbiseyi çekip ‘ben bunu denemek istiyorum’ dedi. Ona bağırmak yerine kıkır kıkır güldüm. Çünkü bazen empati, en iyi stratejidir.”
Kadınların bu ilişki odaklı yaklaşımı, forumda genellikle daha yumuşak, duygusal bir ton getiriyor. Erkekler “çözüm” derken, kadınlar “bağ kurma”yı öne çıkarıyor.
Eleştirel Bir Bakış
Şimdi dürüst olalım: Dürtüsel çocuk meselesinde toplum genelde aceleci davranıyor. Hemen “yaramaz”, “uslanmaz”, “hiperaktif” etiketleri yapıştırılıyor. Ama o çocukların bir kısmı ileride çok yaratıcı, çok girişimci bireyler olabiliyor. Çünkü risk almaktan korkmuyorlar, hızlı düşünüyorlar ve farklı şeyler denemekten çekinmiyorlar.
Tabii bu durum yönetilmezse okulda uyum sorunu, arkadaş ilişkilerinde çatışma gibi sorunlara yol açabiliyor. İşte tam da burada erkeklerin stratejik çözümleri ile kadınların empatik yaklaşımları birleşirse ortaya daha sağlıklı bir tablo çıkabilir.
Forumda Canlı Tutacak Sorular
— Sizce dürtüsel bir çocuk disiplinle mi, yoksa sabırla mı daha iyi yönlendirilir?
— Erkeklerin stratejik “kural koyma” yaklaşımı mı daha etkili, yoksa kadınların empatik “nedenini anlama” tavrı mı daha yapıcı?
— Dürtüsellik bir eksiklik mi yoksa bir potansiyel mi?
— Kendi çocukluğunuzda siz de dürtüsel miydiniz? Varsa başınıza gelen komik olayları paylaşır mısınız?
— Eğitim sistemimiz dürtüsel çocukları destekleyebiliyor mu, yoksa onları köreltiyor mu?
Samimi ve Mizahi Bir Kapanış
Sonuçta dürtüsel çocuk dediğimiz, hayatımıza hareket, kahkaha ve bazen de biraz kaos katan minik kahramanlardır. Evet, bazen sinirleri zorlarlar, bazen ortalığı dağıtırlar ama aynı zamanda hayatın spontane tarafını da bize hatırlatırlar.
Benim favori dürtüsel çocuk hikâyem şu: Bir arkadaşımın oğlu, annesine “anne seni çok seviyorum” deyip sarıldı, sonra bir saniye bile geçmeden cebinden bozuk para çalıp bakkala koştu. İşte dürtüsellik tam olarak böyle bir şey.
Şimdi sizden beklediğim şey şu: Forumda kendi gözlemlerinizi, anılarınızı ve fikirlerinizi paylaşın. Sizce dürtüsel çocuklara nasıl yaklaşmalı? Disiplin mi, empati mi? Yoksa biraz ondan biraz bundan mı?
Haydi bakalım, söz sizde! Bu başlıkta hem gülelim hem de dürtüsel çocukların dünyasını birlikte daha iyi anlayalım.
Selam millet! Şimdi düşünün: Hepimizin hayatında bir tane vardır, oturduğu yerde duramayan, elinde ne varsa yere düşüren, “yapma” denilince inadına yapan bir çocuk. Hatta bazen o çocuk, hepimizin küçükken kendi hâlimizdi. İşte bu yazıda o meşhur “dürtüsel çocuk” konusunu masaya yatıracağız. Ama sıkıcı bir psikoloji dersi gibi değil; forum ortamına yakışır, samimi ve biraz da eğlenceli bir şekilde.
Dürtüsel Çocuk Kimdir?
Önce tanımı basitçe yapalım. Dürtüsel çocuk, aklına geleni anında yapan, sonucu düşünmeden harekete geçen, duygularını kontrol etmekte zorlanan çocuktur. Mesela annesi sofrayı kurarken o, tabakları kule yapar. Babası misafirlerle sohbet ederken, o aradan girip “senin burnun neden bu kadar büyük?” diye sorar. Yani dürtüsellik, çocukların saf doğallığının biraz daha yoğun ve kontrolsüz hâli.
Ama dürtüsellik sadece “yaramazlık” değildir. Çocuğun beynindeki ön lob (özellikle planlama ve kontrolle ilgili olan bölge) gelişim aşamasında olduğundan, aslında bu davranışın bir tarafı biyolojiktir. Yani biraz sabır, biraz rehberlik ve bolca anlayış gerekir.
Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Stratejik Yaklaşımları
Forumdaki erkek üyelerin bu konudaki bakışı genellikle daha “çözüm mühendisliği” havasında oluyor. Örneğin bir baba çıkıp şöyle diyebilir:
— “Çocuk dürtüsel mi? O zaman net kurallar koyacaksın. O kuralları ihlal ederse sonuçlarını göstereceksin. Disiplin olmazsa olmaz.”
— “Dürtüselliği kontrol etmek için yapılandırılmış programlar şart. Spor, satranç, düzenli uyku… Bunlar çocuğun enerjisini yönlendirir.”
— “Bir strateji kurmadan bu iş olmaz. Çocuk önünü düşünmeden davranıyorsa, biz de ona önünü görmeyi öğretecek yollar bulmalıyız.”
Erkeklerin yaklaşımı biraz “çözüm bul, uygula, sonuç al” şeklinde. Onlara göre dürtüsellik bir problemse, bunun bir planı da vardır. Hatta bazı erkekler işi şakaya vuruyor: “Benim oğlan o kadar dürtüsel ki, bir gün tost makinesine Lego soktu. Çözüm belli: Ya çocuk değişecek ya da tost makinesi!”
Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Yaklaşımları
Kadın üyeler ise bu meseleyi daha çok empatiyle değerlendiriyor. Onlara göre dürtüsel çocuk sadece “sorun çıkaran bir minik” değil, aslında “kendini ifade etmeye çalışan bir ruh.”
— Bir anne şöyle diyebilir: “Çocuğum bir anda öfkelendiğinde ona kızmak yerine, neden öfkelendiğini anlamaya çalışırım. Çünkü o duygu kontrol etmeyi öğrenmeye çalışıyor.”
— Bir başkası şunu ekler: “Dürtüsel davranış, çocuğun beyin gelişiminin bir parçasıdır. Ona sabırla yaklaşmak, ilişkisini güçlendirir.”
— Bir kadın üye mizahi bir şekilde şöyle yazabilir: “Benim kızım o kadar dürtüsel ki, geçen gün mağazada mankenin üstünden elbiseyi çekip ‘ben bunu denemek istiyorum’ dedi. Ona bağırmak yerine kıkır kıkır güldüm. Çünkü bazen empati, en iyi stratejidir.”
Kadınların bu ilişki odaklı yaklaşımı, forumda genellikle daha yumuşak, duygusal bir ton getiriyor. Erkekler “çözüm” derken, kadınlar “bağ kurma”yı öne çıkarıyor.
Eleştirel Bir Bakış
Şimdi dürüst olalım: Dürtüsel çocuk meselesinde toplum genelde aceleci davranıyor. Hemen “yaramaz”, “uslanmaz”, “hiperaktif” etiketleri yapıştırılıyor. Ama o çocukların bir kısmı ileride çok yaratıcı, çok girişimci bireyler olabiliyor. Çünkü risk almaktan korkmuyorlar, hızlı düşünüyorlar ve farklı şeyler denemekten çekinmiyorlar.
Tabii bu durum yönetilmezse okulda uyum sorunu, arkadaş ilişkilerinde çatışma gibi sorunlara yol açabiliyor. İşte tam da burada erkeklerin stratejik çözümleri ile kadınların empatik yaklaşımları birleşirse ortaya daha sağlıklı bir tablo çıkabilir.
Forumda Canlı Tutacak Sorular
— Sizce dürtüsel bir çocuk disiplinle mi, yoksa sabırla mı daha iyi yönlendirilir?
— Erkeklerin stratejik “kural koyma” yaklaşımı mı daha etkili, yoksa kadınların empatik “nedenini anlama” tavrı mı daha yapıcı?
— Dürtüsellik bir eksiklik mi yoksa bir potansiyel mi?
— Kendi çocukluğunuzda siz de dürtüsel miydiniz? Varsa başınıza gelen komik olayları paylaşır mısınız?
— Eğitim sistemimiz dürtüsel çocukları destekleyebiliyor mu, yoksa onları köreltiyor mu?
Samimi ve Mizahi Bir Kapanış
Sonuçta dürtüsel çocuk dediğimiz, hayatımıza hareket, kahkaha ve bazen de biraz kaos katan minik kahramanlardır. Evet, bazen sinirleri zorlarlar, bazen ortalığı dağıtırlar ama aynı zamanda hayatın spontane tarafını da bize hatırlatırlar.
Benim favori dürtüsel çocuk hikâyem şu: Bir arkadaşımın oğlu, annesine “anne seni çok seviyorum” deyip sarıldı, sonra bir saniye bile geçmeden cebinden bozuk para çalıp bakkala koştu. İşte dürtüsellik tam olarak böyle bir şey.
Şimdi sizden beklediğim şey şu: Forumda kendi gözlemlerinizi, anılarınızı ve fikirlerinizi paylaşın. Sizce dürtüsel çocuklara nasıl yaklaşmalı? Disiplin mi, empati mi? Yoksa biraz ondan biraz bundan mı?
Haydi bakalım, söz sizde! Bu başlıkta hem gülelim hem de dürtüsel çocukların dünyasını birlikte daha iyi anlayalım.