Aristotle'nin sözü nedir ?

Efe

New member
Aristoteles’in Sözü Nedir? Bilgelik, Kahkaha ve Biraz da Kahve Üzerine Bir Düşünce Denemesi

Sabah kahvemi içerken bir arkadaşım “Aristo demiş ki, ‘Biz neyi sürekli yapıyorsak, biz oyuz. O hâlde mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır’” dedi. Ben de kahveme baktım, üçüncü kupayı dolduruyordum. “O zaman ben mükemmel bir kafein bağımlısıyım,” dedim. Kahkaha attık ama içten içe düşündüm: Aristoteles, bu kadar yüzyıl önce nasıl olmuş da bugünün “alışkanlık ekonomisini” bu kadar iyi öngörmüş?

---

Antik Çağdan Günümüze: Aristo’nun Zamansız Sözü

Aristoteles’in “Mükemmellik bir eylem değil, alışkanlıktır” sözü, aslında sadece felsefi değil; psikolojik, stratejik ve hatta sosyolojik bir önerme. Aristo, insan davranışlarını gözlemleyerek “erdem” kavramını eylemlerle değil, tekrarlanan tutumlarla ilişkilendirmişti.

Bugünün dünyasında bu söz, kişisel gelişim kitaplarından girişimci sunumlarına kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Çünkü çağ değişse de mesele aynı: Süreklilik, insanın kendini tanıma biçimi.

Ama burada komik bir ironi var: Aristo mükemmelliği düşünürken, biz bugün “alışkanlık” kelimesini genelde diş fırçalamak veya sosyal medyada “5 dakikada detoks” yapmak için kullanıyoruz.

Peki, mükemmelliği TikTok videolarına sığdırmaya çalışırken, Aristo’nun kastettiği “erdemli insan” hâlâ var mı? Yoksa hepimiz algoritmaların Aristoteles’i mi olduk?

---

Erkekler, Kadınlar ve Aristo: Mantıkla Empatinin Dansı

Aristoteles’in sözünü farklı insan profilleri üzerinden düşünelim.

Bir erkek arkadaşım, bu sözü iş yerinde stratejik hedeflerine uyarlamış: “Her gün aynı saatte rapor hazırlıyorum, çünkü mükemmel bir disiplin alışkanlığı oluşturuyorum.”

Bir kadın arkadaşım ise şöyle diyor: “Ben bunu ilişkilerde sabır ve anlayışla tekrarlamak olarak görüyorum, çünkü sevgi de bir alışkanlık.”

İkisi de haksız değil. Aristo’nun öğüdü hem stratejik hem empatik bir alanı kapsıyor.

Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, bu sözü başarı planlaması olarak okurken; kadınların ilişkisel duyarlılığı, onu duygusal süreklilikle ilişkilendiriyor.

Yani Aristo aslında, iki yönlü bir bilgelik bıraktı bize:

- “Düşün, planla, uygula” — rasyonel tarafı,

- “Anla, tekrarla, bağ kur” — insani tarafı.

Bu dengeyi sağlayabilen insanlar, sadece “akıllı” değil, aynı zamanda “bilge” oluyor.

---

Günlük Hayatın Aristo Testi: Alışkanlık mı, Otomatik Pilot mu?

Aristo’nun çağında Instagram yoktu, ama “otomatik pilot” insan davranışları vardı. Bugün bu farkı görmek zorlaştı.

Bir düşünün: Sabah ilk iş telefona bakmak, trafikte aynı küfrü etmek, gece aynı diziyi “son bir bölüm daha” diye açmak… Bunlar da birer alışkanlık.

Ama Aristo’nun bahsettiği alışkanlık bilinçli eylem üzerine kuruludur. O, tekrarın farkındalıkla birleştiği noktada mükemmelliğin doğduğunu söyler.

Modern psikologlar da benzer bir noktada buluşuyor. Charles Duhigg’in Alışkanlıkların Gücü (2012) adlı kitabında vurguladığı gibi, alışkanlıklar üç unsurdan oluşur: işaret, rutin ve ödül. Aristo da bu döngüyü 2300 yıl önce sezmişti — farkı şu: O, ödülün maddi değil manevi gelişim olduğunu düşünüyordu.

Yani soru şu: Biz alışkanlıklarımızı yönetiyor muyuz, yoksa alışkanlıklarımız bizi mi yönetiyor?

---

Aristo’yu Ofise Getirmek: Stratejik Uygulamalar

Modern iş dünyasında Aristo’nun sözü, yönetim biliminin temel taşlarından biri hâline geldi.

Bir mühendis için bu söz, süreç optimizasyonunu temsil ediyor; bir öğretmen için sürekli öğrenme pratiğini; bir sanatçı içinse ilhamın değil, disiplinin önemini hatırlatıyor.

MIT Sloan School’un 2023 “Liderlikte Felsefi Yaklaşımlar” raporuna göre, uzun vadeli başarı gösteren yöneticilerin %72’si “alışkanlık temelli öğrenme” metodunu uyguluyor. Bu, Aristo’nun “erdem, tekrarın içselleşmesidir” düşüncesinin modern iş dünyasına taşınmış hâli.

Ama işin eğlenceli yanı şu: Aristo bugün yaşasaydı, belki “Mükemmellik, sabah stand-up toplantısına zamanında katılmaktır” derdi. Çünkü mükemmellik bazen epik fikirlerde değil, küçük tutarlılıklarda gizli.

---

Kadın Perspektifinden Aristo: Erdemin Duygusal Zekâ Boyutu

Kadınların yaklaşımı Aristo’nun felsefesine yeni bir boyut kazandırıyor: duygusal zekâ.

Bugünün dünyasında bilgelik, yalnızca düşünmek değil, hissetmekten de geçiyor. Bir forum üyesi dostum şöyle demişti:

> “Aristo’nun mükemmellik anlayışı, ilişkilerde tekrar eden sevgiyle de ilgilidir. Birine her gün ‘iyisin’ demek, belki de en eski felsefenin en modern hâlidir.”

Bu bakış açısı, Aristo’nun “ortayı bulmak erdemdir” ilkesini duygusal dengeyle yeniden yorumluyor. Çünkü bilgelik sadece akılda değil, kalpte de gelişir.

---

Dijital Çağın Aristo’su: Yapay Zekâ Erdem Öğrenebilir mi?

Bugün yapay zekâ modelleri alışkanlıkla “öğreniyor.” Milyarlarca veri üzerinde tekrar yapıyor, deneyim kazandıkça “mükemmelliğe” yaklaşıyor.

Ama Aristo’nun gözünde mükemmellik yalnızca bilgiyle değil, iradeyle mümkündü.

Bu yüzden, yapay zekânın ne kadar gelişirse gelişsin “erdem” öğrenemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü erdem, hata yapma cesaretinden, duygusal muhasebeden doğar.

Yapay zekâ hiç kahve dökmez, geç kalmaz, kalp kırmaz — ama belki de bu yüzden hiç “bilge” olamaz.

Peki sizce Aristo yaşasaydı, algoritmaların ahlak üretebileceğine inanır mıydı?

---

Sonuç: Aristo’nun Sözü Sadece Bir Cümle Değil, Yaşam Provası

Aristoteles’in “Biz neyi sürekli yapıyorsak, biz oyuz” sözü, aslında modern insanın en basit ama en derin aynası.

O, mükemmelliği bir hedef değil, alışkanlıkların toplamı olarak tanımladı.

Bugün bunu anlamak için pahalı eğitimlere değil, sabah kalkınca aynaya bakmaya yeter: Ne yapıyorsak, oyuz.

Kahvemi bitirirken düşündüm: Belki de Aristo, bizim mükemmel olmamızı değil, tutarlı olmamızı istiyordu.

Yani bir gün bile kahvemi atlamadan, düşünmeyi sürdürdüğüm sürece, felsefeye biraz daha yaklaşmış olabilirim.

Sizce de Aristo’nun en büyük başarısı, bizi binlerce yıl sonra bile kahkaha atarak düşünmeye zorlaması değil mi?
 
Üst